Geçtiğimiz günlerde bir TV programı izlerken öğrenmiş olduğum bilgiyle başlamak istiyorum; Yetişkin bir insanın bir günde aklından yaklaşık 60,000 düşünce geçmekte ve düşüncelerin yarısında fazlası karar almakla ilgiliymiş. Bazılarımıza bu rakam az veya çok gelebilir ve fakat şundan adım gibi eminim ki bu rakam her geçen gün artmakta.
İnsanoğlu her geçen gün kendini yenilemeye, devam ediyor. Eskiden tarım, hayvancılıkla uğraşan beyinler düşünmeye ihtiyaç olmadan hayatta kalma içgüdüsüyle hareket etmekte iken, çağımızın getirdiği ihtiyaçlar, teknolojik gelişmeler ve tabi ki yaratılan bilgi ile insanlık her geçen saniye gelişmeye devam ediyor. Bakınız ne çarpıcıdır ki 2016 yılında 6 ayda yaratılan veri, 2018 yılında yaklaşık 1 günde yaratılıyor.
İçinde bulunduğumuz dönemde, telefonlar, bilgisayarlar, internet, araçlar hiç olmadığı kadar hızlı; evler hiç olmadığı kadar akıllı, dünya bundan önceki dönemlere kıyasla hiç olmadığı kadar entegre, ticaret hiç olmadığı kadar hacimli ve sınırsız lakin zaman hiç olmadığı kadar az! Bu ironi değil de nedir?
Aslında süreç iyileştirme tam da bu durumda devreye giriyor. İnsanlık bitmek bilmeyen bir döngü içerisinde kendine vakit ayırabilmek veya odaklanabilmek adına her an durmaksızın süreç iyileştirme yapıyor. Evde, arabada, iş yerinde veya alışverişte.
Aslında bir kısır döngü bile denebilir;
Hepimiz gideceğimiz yere en kısa zamanda veya en kısa yoldan gidebilmek için navigasyon cihazları veya telefonlar kullanıyoruz. Alışveriş yapıyorken öyle bir rota çiziyoruz ki market, akabinde fırın belki araya bir AVM ekliyoruz, niye? Çünkü yaşadığımız bu devirde zaman en değerli şey. Evden yakıt almak için çıkmıyoruz mesela, genellikle dışarıda iken yakıt alıyoruz. Trafikte beklemek yerine, yolu uzatsak bile yol değiştiriyoruz. Bir şekilde israfı engellemeye, fayda yaratmaya çalışıyoruz.
Amacımız hep aynı maksimum fayda minimum maliyet.
İşyerinde farkında olmadan yapılacak işleri gruplarken bağıntı şemaları kullanıyoruz. (bkz. Affinity Diagrams) Üretim süreçlerinde stok kontrolü yapıyor, satış tahmini yapıyoruz ki en ideal sipariş aralığını ve miktarını belirleyelim (bkz. Economic Order Quantity). Bir sorun varsa, sorunu çözmek ve yeniden yaşanmasını engellemek adına neden analizi yapıyoruz. (bkz. Root – Cause Analysis). Siparişler yetişmiyorsa, kapasite sabit olduğunda aynı saatte nasıl daha fazla üretim yaparız diye sorup, düşünüyoruz. Üretim süreçlerini entegre ediyor, işin yapılması esnasında ortaya çıkabilecek ve sapma yaratabilecek durumları ortadan kaldırıyoruz. (bkz. Standart of Procedures, Workplace Management, Time Study)
Velhasıl geleceğim nokta şudur ki; aslında hepimiz bir şekilde süreç iyileştirme yapıyoruz, bilinçli veya değil. Burada kritik nokta süreç iyileştirmeyi bilinçli yaptığımızda bize sağladığı faydalar… İş hayatımızda, yılda 500,000 kere tekrarlanan bir süreçte süreç iyileştirme yaparak 2 saniye kazansanız, yılda 1,000,000 saniye, 277 saat, haftada 40 saat çalışan bir çalışanın bir haftalık maliyeti eder. Bu şekilde 10 süreç iyileştirseniz, yılda 10 hafta kazanırsınız. Sık tekrarlanan süreçlerden elde edilecek olan kazanımlar her zaman en fazladır. Özel hayatınızda benzeri örnekler rahatlıkla bulunabilir. Bu konuda farkında olmak, farkındalık yaratmak gerekmekte.
Yaşamınızın sizler için yaratmış olduğu süreçlerin farkında olarak, sizin yaşam için en ideal olduğunu tecrübe ettiğiniz süreçlere göre yaşamak gerekmekte. Maksimum fayda, minimum maliyet ve israfı engelleme felsefesi ile hiç durmaksızın sorgulayarak, değişime açık, bilinçli olarak her zaman iyileştirme (bkz. Kaizen) yapmak gerekmekte.
ÇAĞATAY MEKİKER